top of page

BELÇİKA EĞİTİMLERİ

  • Yazarın fotoğrafı: Ahu Sila Bayer
    Ahu Sila Bayer
  • 22 Oca 2024
  • 2 dakikada okunur

Belçika’nın Brüksel, Limbourg ve Antwerp kentlerinde verdiğim eğitimler, iki ana başlıktan oluşuyordu; Belçika genelinde yaşayan Türklere verdiğim drama ve kamera önü oyunculuğu dersleri (Aktör Stüdyo Atölye kapsamında); bir de Brüksel bölgesindeki yabancılara ve göçmenlere yönelik yaratıcı iletişim atölyeleri (I-Studio ve Creative District çatısı altında).



Belçika’da yaşayan bilir: biriyle tanışma anında ilk sorduğunuz soru: “Sizinle hangi dilde konuşmalıyım?” olur genelde. Ülkedeki halk çeşitliliği kaçınılmaz olarak konuşulan dillere de yansımış: Flamanlar Flamanca, az da olsa Fransızca, çok iyi derecede İngilizce; Valonlar Fransızca, ağır Fransız aksanıyla İngilizce, az biraz Flamanca bilirler. Ortak konuşma dili İngilizce’dir; ama çocuklara daha minicikken bütün bu saydığım dillerin yanı sıra Almanca da öğretiyorlar. Beyinleri yanmıyor mu körpecik zihinlerin diyeceksiniz ama cevap hayır. Tam tersi çocukların aynı havayı soludukları insanları daha iyi anlamalarına yardımcı oluyor bu dilsel çeşitlilik.


Türk çocuklar kendi dillerine yabancılaşmıştı, eğitimlerimiz sayesinde Türkçeyi daha güzel konuşur oldular; evlerindeki ortam değişti. Göçmenler onca dilin ortasında şaşkınlardı, yaratıcı iletişim yöntemleriyle birbirlerine ısındılar, havaları değişti. Eğitimi veren bizlerse, ‘City of Conversations’ adını koyduğumuz Brüksel’de harika bir 2 yıl geçirdik; dünyamız değişti.


OUR TRAININGS IN BELGIUM


The classes I arranged in Belgium consisted of two categories: 1) Actor Studio Atelier courses I gave in Brussels, Limbourg and Antwerp, aiming at kids with a Turkish origin. 2) Creative Communication and drama classes I gave to migrants and new-comers in Brussels (organized by I-Studio and Creative District/Galerie Ravenstein).


When we encounter a stranger in Belgium, the first question we ask is usually: ‘Which language do you speak?’  The ethnic diversity also finds its reflection on the variety of languages these communities speak. Kids at a very young age learn Flemish, French, English and German. The common language is usually English, but learning all the languages spoken in the country helps kids develop wonderful skills of diversity and inclusion.


With the workshops I gave in Belgium, Turkish kids began to speak better Turkish and had warmer communication within their families; migrants developed people skills and practiced creative communicaiton within their communities; while we, as trainers, spent 2 wonderful years in Brussels and enjoyed becoming a world citizen in ‘The City of Conversations’ as we call it.  

 
 
 

Yorumlar


bottom of page